Bir Tutkunun ve Azmin Hikayesi | Motivasyon Atölyesi

Bir Tutkunun ve Azmin Hikayesi

Bir Tutkunun ve Azmin Hikayesi

Bir Tutkunun ve Azmin Hikayesi

Bir Tutkunun ve Azmin Hikayesi

Hayat sahnesine ilk adımımı tiyatro ve sinema ile attım. Bir çocuğun ilk kez aynaya baktığında kendini keşfetmesi gibi, sahneye çıktığımda ben de kendimi keşfediyordum. Her replik, her karakter, her sahne bana başka bir yönümü gösterdi. Seyirciyle kurduğum bağ, onların gözlerindeki o parıltı bana hep şunu hatırlattı: “Var olmak, sadece nefes almak değil; iz bırakmaktır.”

Ancak içimde hep daha fazlasını isteyen bir ses vardı. Sadece başkalarının hikâyelerini anlatmak değil, kendi hikâyemi de yazmak istiyordum. Bir gün, tiyatroda ustam bana şunu sordu:

"Sahnede en çok kimi oynarsın?"

Ben de kendimden emin bir şekilde, "Farklı karakterleri," dedim. Ama o başını salladı ve ekledi:

"En zor olanı nedir bilir misin? Kendi rolünü oynamak. Bunu yapabilirsen, işte o zaman gerçek bir sanatçı olursun."

İşte o an anladım ki, sadece bir rol oynamak değil, hayatın sahnesinde kendi rolümü en iyi şekilde icra etmek önemliydi.

Bu farkındalıkla kişisel gelişim dünyasına adım attım. Kendi sınırlarımı zorladıkça, içimdeki potansiyelin ne kadar büyük olduğunu gördüm. Öğrendiğim her teknik, katıldığım her eğitim hem kendimi hem de başkalarını dönüştürme gücüne sahip olduğumu kanıtladı.

Ama yolculuğum burada bitmedi. Turizm sektöründe de kendimi buldum. Turizm, bana bir sahne kadar canlı ve hareketli geldi. İnsanları anlamak, beklentilerini karşılamak, onlara unutulmaz deneyimler yaşatmak… Bu süreçte küçük adımlarla başladığım kariyerimde, liderlik becerilerimi geliştirerek genel müdürlüğe kadar yükseldim. Bir otelin sadece bir bina olmadığını, orayı yöneten ruhun oradaki herkesin enerjisini belirlediğini öğrendim.

Bir gün genç bir çalışan yanıma geldi ve "Bu kadar insanı nasıl böyle tutkuyla yönetiyorsunuz?" diye sordu. Ona şöyle cevap verdim:

"Bir oteli yönetmek, bir orkestra şefi olmaya benzer. Eğer sen enstrümanların sesini iyi dinlemezsen, onları yönlendiremezsin. Eğer müziği hissetmezsen, sadece gürültü yaparsın."

İşte benim yolculuğum tam olarak böyleydi. Bir sanatçının inceliğiyle insanları anlamaya, bir liderin vizyonuyla yön vermeye çalıştım.

Bugün, tiyatrodan öğrendiğim empatiyi, kişisel gelişimden edindiğim farkındalığı ve turizm sektöründe kazandığım liderlik yetilerini bir araya getirerek kendi akademimi kurdum. Artık sadece bir oyuncu ya da bir yönetici değilim; bir rehberim, bir yol arkadaşıyım.

Çünkü her son dediğimiz şey, aslında yeni bir başlangıcın kapısını aralar. Benim hikâyem de her defasında yeni başlangıçlarla büyüyen bir başarı serüveni... Ve bu yolculuk hâlâ devam ediyor.

Paylaş