Yapabilirim Çünkü Ailem Bana Güveniyor
Çocukken kaç tabak kırdınız veya salondaki vitrini devirdiniz mi? Ya da biraz daha ileri gidelim, evi alt üst ettiniz mi? Belki de bunların hiçbirini yapmadınız veya yapmanız için size fırsat verilmedi. O zaman muhtemelen hayatta birtakım zorluklarla karşılaştığınızda pes etme noktasına geliyorsunuz ya da hemen pes etme eğilimindesiniz.
Yapılan araştırmalar göstermiştir ki 0-7 yaş arası çocuklarda güven ve yapabilirim duygusunun gelişimi oldukça önemli. Ve bu dönemde çevresi ve özellikle ailesi tarafından güven telkin edilmeyen çocuklarda ileri yaşlarda özgüven problemi ve birçok durumda ben yapamam izlenimi ortaya çıkıyor.
Bunu aşmanın en güzel yolu daha önce ki yazılarımda da paylaştığım gibi onların hayatı anlamalarına izin vermek ve bazı şeyleri kendi başlarına yapmalarını desteklemek.
Çocuklar Sizi Nasıl Modellemeli?
Mesela çocuğunuz sizlerle bir şeyler yapmak size yardım etmek istiyor. Buna mutlaka izin verin. Sizin yaptığınız her neyse onun da yapabileceği bölümü ona verin ki o da deneyimleme fırsatı yakalasın.
Diyelim ki, verdiğiniz şeyi tam olarak beceremedi veya tam olarak sizin istediğiniz gibi yapamadı. İşte kilit nokta da burası, bu durumda ona kızarsanız yaptığınız bütün güzellikleri çöpe atmış olacaksınız. Bunun yanı sıra elbette şöyle de davranmayın sakın!
Mesela babamız oğlu ile tamir işleri yapıyordu ve çocuk bir parça bir şey yapmak istedi ve baba izin verdi. Tam o sırada çocuk yaparken çiviyi yanlış yere çiviledi. Baba hemen; ‘’Ver şunu ver, zaten bir şeyi de becerseydin şaşırırdım.’’ Pardon ama siz bu işi doğduğunuz gün mü öğrendiniz.
Bu çok yanlış bir davranış ve yaptığınız her şeyi siler atar. Bir diğer yanlış davranış ise çocuğa olsun olur böyle şeyler önemli değil demek te son derece yanlış bir davranış. Çünkü anne ve babanın görevi çocuğu gerçek hayata hazırlamak. Ve gerçek yaşam yapılan hatadan dolayı mutlaka ders çıkarmak lazım.
Çünkü dış dünya mutlaka bunun hesabını sorar.
Yapılması gereken çocuğun göz hizasına eğilmek ve ona; ‘Neler oldu böyle’’ diye kızmadan anlayışlı bir dil ile sorulur. Sanırım çiviyi düzgün çivileyemedin. Peki sence nasıl olmalıydı? Diye sorulabilir. Emin olun çocuk doğrusunu zaten biliyordur. Bırakın size açıklasın. Ve bir dahakini birlikte yaparak gösterin ona.
Çocuklar Yazılacak Kitap Gibidir
Hiç kitap okuyor musunuz? Okumuyorsanız şimdi en azından bir tane okuyun. Ama okuduğunuz kitabı en az 2 defa okuyun. Çünkü çocuklarınızı yetiştirirken ikinci bir şansınız olmayacak. Onlar yazılmış bir kitap gibidir. Hemen hemen bütün yazarların asıl kitaplarını çıkarmadan önce mutlaka bir denemeleri olmuştur.
Deneyimleyerek eserlerini ortaya koyarlar. Bununla birlikte bu çocuklarda böyle değildir. Çocuklar büyüdüklerinde onlara çocukken öğretebileceğiniz birçok şeyi artık öğretemezsiniz.
Mesela kitapları ilk açtığınızda mutlaka ön sözleri vardır. Bazı kitaplarda teşekkür ve ithaf sayfaları vardır. Çünkü o kitabın gelişiminde ve yayın öncesinde destek verenlere ithaf edilir. Veya kitabı yazmak için ilham aldığı birine. Peki siz çocuklarınızı neye veya kime ithafen yetiştiriyorsunuz?
Unutmayın bugünün çocukları yarının yetişkinleri olacaklar. Onları hayata doğru hazırlamak hepimizin görevi.
Bu yazımı da Nelson Mandela’nın (Eski Güney Afrika Devlet Başkanı) bir sözü ile bitirmek istiyorum.
“Bir toplumun asıl ruhunu en iyi gösteren şey o toplumda çocuklara nasıl davranıldığıdır.”
Önerilen Eğitimler